Salgın Döneminde Oluşan İletişim Sorunları

Çin’in Wuhan şehrinde 2019 yılının Aralık ayında ortaya çıkan ve koronavirüs hastalığına (COVID-19) sebep olan yeni koronavirüs (SARS-CoV-2) büyük bir küresel salgına dönüşerek dünyada pek çok kişinin ölümüne yol açmıştır. Bu durum endemik ve pandemik olarak bütün iletişim mecralarını etkilemiş, biz insanlarda ise büyük oranda iletişim sorunları meydana getirmiştir.
Salgın günlerinde daha baskın hissettiğimiz iletişim kurma güdüsü bizi eskiye nazaran oldukça fazla sosyal mecralara yönlendirdiğini tahlil etmiş bulunmaktayım. İletişim sorunlarının en başında yer alan yüz yüze iletişimin yoksunluğu herkes gibi bizleri de derinden rahatsız ediyor. İnsanlar bu dönemde alternatif olarak en çok telefon görüşmelerini tercih ediyor. En büyük sorunları da burada yaşadığımızı söylemeden geçemeyeceğim. Bu tür telefon görüşmeleri jest, mimikler ve beden dili ile desteklenemediği için eksik bir iletişim kurmuş oluyoruz. Bunun yaptırımı ise iletinin tam olarak anlaşılmamasına, bozulmasına ya da alıcı tarafından yanlış anlaşılmasına neden olabiliyor. Görüldüğü üzere yüz yüze iletişimin yerini hiçbir şey tutmuyor. Kitle iletişim araçlarının; izleyicilerin, dinleyicilerin ve okurların gereksinimlerini gidermeye ve çevreye ilişkin bir görüş oluşturmak amacıyla yararlanılan bir araç olduğunu hepimiz biliyoruz. Pandemi döneminde bu araçların kullanımına olan ilginin bir hayli arttığını görüyoruz.

Buna istinaden oluşan enformasyon kirliliğine de bir nebze değinmek istiyorum. Bu dönemde toplumumuzu yanıltıp acaba dedirten konuları, sayısız çıkan iddiaları haberlerden, medya kuruluşlarından işittik. Yalan haberler toplumu aldatarak güven sarsılmasına neden olmuştur. Yeniden gönül rahatlığı ile el sıkışıp kucaklaşacağımız günlerin özlemini belirterek yazımı sonlandırmak istiyorum.
Gereken tedbirleri alarak her sıkıntımızda olduğu gibi Rabbimizin bu sıkıntımızda da yanımızda olacağından şüphe duymuyoruz. Bu imtihanımızın da hayırla sonuçlanmasını Allah’tan niyaz ediyorum. Sağlıcakla kalın.